-
Gözden kaçırmayın

T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi’nin kirlilik sorununa yönelik yeni bir eylem planını duyurdu. Bakan Kurum, denizin geleceği için hayati önem taşıyan bu planın, bölgede yaşayan tüm yerel yönetimleri kapsayacağını belirtti.
Kirliliğin Kaynakları ve Etkileri
Marmara Denizi, Türkiye’nin en önemli doğal kaynaklarından biri olmasına rağmen son yıllarda ciddi kirlilik sorunlarıyla karşı karşıya. Özellikle endüstriyel atıklar, evsel kanalizasyonlar, tarımsal ilaçlar ve gemi egzozları gibi çeşitli kaynaklardan gelen kirleticiler deniz ekosistemini olumsuz etkiliyor. Bu durum, balık popülasyonlarında azalma, mercanların zarar görmesi, su kalitesinin düşmesi ve insan sağlığına yönelik risklerin artması anlamına geliyor. Örneğin, özellikle İstanbul Boğazı’nda sıkça karşılaşılan petrol sızıntıları, deniz canlıları için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Yeni Eylem Planının Hedefleri
Bakan Kurum tarafından duyurulan yeni eylem planı, kirliliğin temel kaynaklarına odaklanarak uzun vadeli çözümler sunmayı hedefliyor. Planın başlıca hedeflerinden biri, ileri biyolojik arıtma tesislerinin yaygınlaştırılmasıdır. Bu kapsamda, Marmara Denizi kıyısı boyunca bulunan tüm yerel yönetimler, denizdeki kirlilik baskısıyla mücadelede sorumluluklarını yerine getirmeye çağrılıyor. Yerel yönetimlerin, imza attıkları eylem planlarına uygun olarak denizin geleceği için büyük önem taşıyan ileri biyolojik arıtmaya geçmeleri teşvik ediliyor.
İleri Biyolojik Arıtma Tesislerinin Önemi
İleri biyolojik arıtma tesisleri, geleneksel arıtma yöntemlerine kıyasla daha doğal ve çevre dostu bir şekilde atık suları temizleyebilen modern teknolojilerdir. Bu tesisler, hem evsel hem de endüstriyel atıkları işleyerek suyun kirlilik oranını önemli ölçüde düşürür. Ayrıca, bu sistemler sayesinde elde edilen arıtılmış su, tarım, peyzaj ve serbest yüzme gibi çeşitli amaçlarla kullanılabilir.
Yerel Yönetimlerin Sorumlulukları
Yeni eylem planı çerçevesinde yerel yönetimlerin üstleneceği başlıca sorumluluklar şunlardır:
Deniz Kirliliği Durum Tespiti: Her bir yerel yönetim, kendi bölgelerindeki deniz kirliliğinin mevcut durumunu detaylı olarak tespit etmeli ve gerekli verileri Bakanlığa iletmelidir.
Eylem Planı Hazırlama ve Uygulama: Yerel yönetimler, deniz kirliliğiyle mücadele konusunda özel eylem planları hazırlamalı ve bu planların uygulanmasını sağlamalıdır. Bu planlar, atık su arıtma sistemlerinin iyileştirilmesi, katı atık yönetimi, tarım ilaçlarının kullanımı kontrolü gibi konuları kapsamalıdır.
İleri Biyolojik Arıtma Tesisleri İnşası: Yerel yönetimler, deniz kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde ileri biyolojik arıtma tesislerinin inşasını hızlandırmalıdır.
Kamu Bilgilendirmesi ve Eğitimi: Deniz kirliliğinin nedenlerini ve sonuçlarını kamuoyuna aktarmak ve çevre bilincini artırmak için eğitim programları düzenlenmelidir.
Bakan Kurum, bu eylem planının başarılı bir şekilde uygulanması halinde Marmara Denizi’nin geleceğinin güvence altına alınacağını vurguladı.
Yorumlar
Yorum Yap